İnternet sitemizde çerez (cookie) kullanılmaktadır. Çerezler (cookie) hakkında detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyiniz. Devam etmeniz halinde çerez (cookie) kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz. Çerez ayarlarınızı değiştirmeniz halinde internet sitesinin birtakım özelliklerini kullanamayabileceğinizi belirtmek isteriz.

Arsenik nedir, zararları nelerdir, nasıl zehirleniyoruz

Arsenik nedir, zararları nelerdir, nasıl zehirleniyoruz

Kategori   Arsenik   | 31.03.2013

İlk olarak Dr Mehmet Öz’ ün A.B.D.’ de yayımlanan programında dile getirilen marketlerde satılan hazır elma sularında arsenik oranının çok yüksek olduğu iddiası büyük bir gürültü koparmıştır.


Günümüzde kanser oranlarının giderek artmasının birçok nedeni olmakla birlikte özellikle tarımda bilinçsiz olarak kullanılan ve denetimi yapılamayan bazı pestisit isimli böcek öldürücü ilaçlarda bulunması yasak olduğu halde arsenik bulunabilmektedir.


Arsenik içeren konsantre meyve suları genel olarak Çin’ den ve Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilerek üretilmektedir. Amerikan resmi sağlık otoritesi FDA ise Dr. Mehmet Öz tarafından ölçtürülen arseniğin total arsenik olduğu, organik veya inorganik ayrımı yapılmadığını belirterek sağlık için zararlı olduğunu yalanlamıştır.


Dr. Mehmet Öz ise toplamı ölçülen arseniğin büyük çoğunluğunu sağlık için çok zararlı olan inorganik arseniğin oluşturduğunu iletmiştir. Araştırmaya göre elma suyunda, içme sularında resmi otorite olan EPA’ nın arsenik için verdiği üst limit olan 10 ppb’ nin çok üzerine arsenik bulunmuştur. FDA, ölçülen arseniğin organik arsenik olduğunu ve sağlık için zararsız olduğunu söylemektedir. Ama tavuklarda organik arsenik, tehlikeli olan inorganik arseniğe çevrilebilmektedir. Bu nedenle besinlerinde organik arsenik bulunan tavukların satışı A.B.D.’ de yasaklanmıştır. İnorganik arsenik başta kanser olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açmaktadır. Bizler tavuk olmamakla birlikte canlılarda organik arseniğin inorganik hale çevrilebilmesi ciddi endişeye neden olmaktadır.

Ülkemizde de İzmir başta olmak üzere bazı şehirlerimizde şebeke sularında arseniğin yüksek olduğu saptanmış ve büyük tartışmalar yaşanmıştır. Arseniğin düzeyinin düşürülmesi amacı ile arıtma tesisleri kurulmuş ve ciddi sağlık sorunlarının oluşmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Arsenik doğada az bulunmaktadır. Bilinçsiz kullanılan arsenik içeren pestisitler (böcek öldürücü ilaçlar), mürekkep, tekstil boyaları doğada arsenik miktarını yüzlerce kat arttırmaktadır. Günümüzde arsenikli boyaların ve pestisitlerin kullanımı yasaklanmıştır. Buna rağmen Çin başta olmak üzere birçok ülkede kaçak olarak kullanılmaktadır. inorganik arsenik bileşikleri 1800-1900’ lü yıllarda böcek öldürücü ilaçlarda ve 1970’ lerde lösemi, sedef hastalığı ve astım için kullanılmıştır. 1970’ lerde arseniğin kullanımı böcek ilacından ahşap koruyucu malzemelere doğru kaymıştır. Tarımda kullanımı ise giderek azalmış ve 1995’ te % 4’ e inmiştir. 1990’ dan sonra A.B.D. de arseniğin toplam kullanımının % 90’ ı ahşap koruyucu sektörde olmuştur. % 4 civarında cam sektöründe kullanılmaktadır.

Günlük beslenme yoluyla ortalama 40 mikrogram arsenik bileşikleri alınmaktadır. Arseniğin bol bulunduğu gıdalar deniz ürünleri, pirinç, mantar ve kümes hayvanlarıdır. Tavuk tüketilmesi ile günlük 21-30 mikrogram arsenik alınmaktadır. Organik arsenik, kümes hayvanlarında antimikbiyal olması nedeni ile kullanılmaktadır. kümes hayvanlarının çöplerinin de toprak ve içme suyunu önemli ölçüde kirlettiği gösterilmiştir. Arsenik boyalarda da kullanıldığı için boyaların ele, gıdalara geçmesi, dudak boyanması veya sigara içilmesi ile ağız yoluyla vücuda alınmaktadır. Kalitesiz ve denetimsiz boya ve makyaj malzemelerinden bu nedenle uzak durulmalıdır. Boyalar resim, ahşap, oyuncak ve porselen gibi birçok malzemede bulunabileceği için Çin menşeli mallara dikkat edilmelidir. Ayrıca içme sularının arsenik oranında yükseklik olması tüm dünyanın bir sorunudur. Arsenik kot pantolon sektörü ve fosil yakıtların yanması ile de çevreye salınmaktadır.

Arsenik zehirlenmesi sıklıkla arsenik içeren böcek ilaçlarının ağız yolu veya nefes yolu ile alınmasına bağlı gelişir. Yüksek doz alınmasına bağlı gelişen ani zehirlenmelerde bulantı, kusma, karın ağrısı ve boğazda yanma hissi ortaya çıkmaktadır. Dozlar yeterince yüksek ise dolaşım bozukluğu ve kalp yetmezliği gelişerek ölüme neden olabilir. Küçük dozlarda arsenik alındığı zaman ise süreğen (kronik) zehirlenme ortaya çıkar ve dışkılama ve işeme sorunları, ilerleyici halsizlik ve yorgunluk, ciltte kansere benzeyen oluşumlar, tırnak çizgilenmeleri, sinir sisteminin işlevinin bozulması, bilinçte bozulma ve sonuçta ölüm gelişebilmektedir.

İnorganik veya organik arsenik insanlarda çok sayıda kanser gelişimi ile ilişkilidir (akciğer, cilt, sindirim sistemi, karaciğer, idrar yolları, böbrek, lenf ve kan sistemi).

Arsenik zehirlenmesinin antidotu dimerkaproldür.

Günümüzde besin maddelerimizin böcek ilaçları, ağır metaller ve radyoizotop maddeler tarafından kirlenmesi en önemli sorundur. Bu nedenle organik tarımın önemi giderek artmaktadır.