İnternet sitemizde çerez (cookie) kullanılmaktadır. Çerezler (cookie) hakkında detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyiniz. Devam etmeniz halinde çerez (cookie) kullanımına izin verdiğinizi kabul edeceğiz. Çerez ayarlarınızı değiştirmeniz halinde internet sitesinin birtakım özelliklerini kullanamayabileceğinizi belirtmek isteriz.

PSA Testi nedir? Prostat Boyutları ne olmalı? Prostat kanserinde tanı nasıl koyulur ?

PSA Testi nedir? Prostat Boyutları ne olmalı? Prostat kanserinde tanı nasıl koyulur ?

Kanda Prostat Spesifik Antijen düzeyi bakılması (PSA tetkiki)

Amerikan kanser cemiyeti 50 yaş ve üzeri her erkekte veya yüksek riskli kişilerde daha erken yaşlarda olmak üzere, prostat hücreleri tarafından yapılarak kana salınan ve PSA adı verilen protein düzeyinin her yıl ölçülmesini önermektedir. Bu cemiyet aynı zamanda hekimlerin hastaya prostat kanserinin erken tanı ve tedavisinin yararlarını anlatmasını önermektedir.

PSA kan testinin sonucu mililitrede nanogram (ng/ml) olarak verilir. 4 ng/ml'nin altındaki değerler normal olarak değerlendirilir. 10 ng/ml'nin üzerindeki değerler yüksek, 4-10 ng/ml arasındaki değerler sınır değerler olarak kabul edilmektedir. PSA testi sonucu ne kadar yüksek çıkarsa, prostat kanseri riski de o kadar fazladır.

PSA testi, bir erkeğin prostat kanseri olup olmadığının tahmininde kullanılmakta ancak kesin bir sonuç vermemektedir. Benign prostat hiperplazisi (Prostatın iyi huylu büyümesi) ya da prostatit (prostat iltihabı) durumlarında da PSA düzeyleri sınırda yada yüksek bulunabilir.

PSA testini bazı özel durumlar etkilemektedir:

  • Makattan muayene (rektal tuşe) sonrası PSA düzeyleri artış gösterdiği için, PSA tetkikiki bu muayeneden önce yapılmalıdır.

  • Ejakulasyon (boşalma) kanda PSA düzeyini geçici olarak yükseltebileceği için test öncesi 2 gün boyunca cinsel ilişkiye girilmemesi önerilmektedir.

  • Bazı ilaçlar veya bitkiler kanda PSA düzeyini düşürebilirler. Bu nedenle hastalar kullandıkları ilaçlar ve bitkilerle ilgili hekime bilgi vermedirler.

Test sonucu normal olarak gelen kişilerde makattan parmakla yapılan muayene de normalse prostat kanseri olmadıkları konusunda güvence verilebilir.

PSA sonucu yüksek gelenlerde ise kanserin kesin tanısı için biyopsi (parça alınması) önerilmelidir. PSA sonucu sınırda çıkan kişilerde bazı karmaşalar olsa bile eğer parmakla rektal muayene normal değil ise bu kişilere PSA düzeyi ne olursa olsun biyopsi yapılması önerilmektedir. PSA sonucu sınırda çıktığında ise kontrol amaçlı PSA testinin yapılması önerilmektedir.

Free-PSA (serbest PSA) testi; kanda PSA'nın ne kadarının serbest ne kadarının kan proteinlerine bağlı olarak bulunduğunu gösteren bir testtir. Sınırda PSA değerleri için % 25 veya daha düşük bir yüzdede serbest PSA olması prostat kanseri olduğunu düşündürür ve biyopsi yapılması gerekliliğini ortaya koyar. Araştırmacıların sonuçlarına göre sınırda PSA değerleri olanlarda bu testin kullanımı ile % 20 hastada gereksiz prostat biyopsilerinden kaçınılmaktadır.

 

PSA testi tarama için kullanılmakla birlikte, tedavi takibi, planlaması ve prognozu belirlemede yardımcıdır:

 

  • Tedavi ile PSA düzeylerinin azalması tedaviye yanıtın bir göstergesidir.

  • PSA düzeyleri çok yüksek olan hastalarda prostat kanseri yayılımı fazla ve/veya tedavi şansı düşük olmaktadır.

  • PSA düzeyleri, klinik muayene ve tümörün evresi ile birlikte değerlendirilerek, yapılacak ileri tetkiklere karar verilebilir.

  • Cerrahi ya da radyasyon (ışın) tedavisi sonrası tekrar yükselen PSA değerleri kanserin yeniden oluştuğunun bir göstergesi olabilir.

Parmakla Rektal Muayene

Amerikan Kanser Cemiyeti, 50 yaş ve üzeri ya da prostat kanseri riski yüksek olup daha genç olan kişilerde, parmakla rektal muayenenin normal yıllık sağlık kontrollerinde yapılan fizik muayenenin bir parçası olarak yapılmasını önermektedir.

Bu muayenede doktor eldiven giyip, parmağına kayganlaştırıcı bir madde sürdükten sonra makattan girerek kanser belirtisi olabilecek düzensiz şekilli bir kitle ya da sertliğin olup olmadığını muayene eder. Kanserlerin çoğu prostatın parmakla ulaşılabilecek bölümünde başlar. Hasta için rahatsız edici bir işlem olmakla birlikte ağrı duyulmaz ve çok kısa sürer. Muayene, deneyimli bir hekim tarafından yapılmalıdır. Muayene prostat kanserinin prostat dışına taşıp taşmadığının veya nüks olup olmadığının takibinde de kullanılmaktadır.

Transrektal Ultrason

Transrektal ultrason (TRUS), ses dalgalarının prostat bezinden yansıması ile elde edilen görüntülerin bir video ekranına yansımasını sağlayan bir cihazdır. Ses dalgaları, rektuma yerleştirilen prob isimli cihaz tarafından dışarı iletilir. Ses dalgaları prostata girince yankılanırlar. Aynı rektal prob ile geri dönen yankılar alınarak bir bilgisayar aracılığı ile görüntü olarak ekrana yansıtılırlar. Prostat dokusunun içindeki tümörler ve normal doku ses dalgalarını farklı yansıttığı için, tümörlerin araştırılmasında yararlıdır. Bu yöntemle çok küçük boyutta olan veya parmakla rektal muayenede ulaşılamayan bölgelerdeki tümörler bile saptanabilir.

TRUS rahatsızlık verici bir olay olmakla birlikte tamamen ağrısız bir işlemdir. TRUS işlemi bir doktor muayenehanesinde yapılır ve genellikle yarım saatten az sürer.

TRUS’ dan prostat biyopsisi yapılırken doğru bölgeden parça alınmasında da yararlanılmaktadır. Tarama amaçlı kullanılmamaktadır.

Prostat biyopsisi

Biyopsi, mikroskop altında dokuların incelenebilmesi için yapılan cerrahi bir parça alma işlemidir. Prostat kanseri tanısında iğne biyopsisi yapılır. Transrektal ultrason eşliğinde rektum denilen ve kalın barsağın sonu olan dokunun prostat hizasında olan bölümünden ince bir iğne ile girilir ve şüpheli alandan silindir şeklinde 5 mm'lik bir parça alınır.

Bu işlem bir doktor muayenehanesinde yapılır ve ortalama yarım saat sürer. Ağrılı gibi görünen bu işlemde sadece hafif bir rahatsızlık hissedilir çünkü biyopsi işlemini gerçekleştiren alet saniyenin yarısı kadar bir sürede biyopsiyi yapmaktadır. Prostat kanserleri mikroskop altında normal prostat dokusuna ne kadar benzediklerine göre derecelendirilirler. Prostat kanserinin derecelendirilmesinde en sık kullanılan sistem Gleason sistemidir. Bu sistemde, 1 den 5 'e kadar kanserin normal prostat bez dokusunu ne kadar iyi taklit ettiğine göre derecelendirme yapılır. Prostat kanserlerinde değişik derecelere sahip değişik alanlar bulunduğundan, kanserin çoğunluğunu oluşturan iki ayrı alana iki ayrı derece değeri verilerek bu değerler toplanır ve 2 ile 10 arasında bir Gleason skoru elde edilir. 2-4 arasındaki skorlar düşük, 5-6 arasındaki skorlar orta derece, 7-10 arası skorlar yüksek olarak değerlendirilir. Skor yükseldikçe, kanser dokusunun büyümesi ve yayılım hızı artar ve sağkalımın tahmini süresi kısalır.

Gleason skoru yüksek olan hastaların kanserleri tanı anında olasılıkla prostat dışına yayılmıştır. Bu nedenle Gleason skorlaması tedavi seçenekleri ve tedavi öncesi yapılacak ek testler konusunda yararlı bilgiler sağlar.