Diabetologia’da yayınlanan bir çalışmaya göre tempolu yürüyüş şeker hastalığının başlangıç aşamasında olan hastalarda kan şekerini kontrol etmek için koşudan daha etkili bulundu.
Çalışma için şeker hastalığı başlangıcı olan 150 hasta 4 gruba ayrıldı. 1. Grup günümüzde şeker hastalığı tedavisinin altın standarttaki destek programı uyguladı; düşük yağlı, düşük kalorili bir diyet ve orta şiddette egzersize eşdeğer haftada 12 kilometre tempolu yürüyüş. Bu grubun karşılığında sadece egzersiz programının yapıldığı diğer 3 grupta ise; 1. egzersiz grubu düşük miktarda orta şiddetli egzersize eşdeğer haftada 12 km tempolu yürüyüş, 2. egzersiz grubu daha fazla orta şiddetli egzersize eşdeğer haftada 18.5 km tempolu yürüyüş ve son 3. egzersiz grubu da daha fazla miktarda egzersizi içeren haftada 18.5 km koşu uygulandı.
6 ay sonra sonuçlar değerlendirildiğinde altın standart olan egzersiz ve diyet yapan hastalarda ağızdan şeker toleransı testinde (oral glukoz tolerans testi) ortalamalarında % 9 düzelme gözlendi. Sadece egzersiz yapan gruplarda ise; haftada 18.5 km orta şiddette tempolu yürüyüş yapanlarda %7 iyileşme, haftada 12 km tempolu yürüyüş yapanlarda %5 iyileşme ve haftada 18.5 km koşu yapanlarda ise % 2 iyileşme gözlendi. Yani aşırı egzersizin sonuçlara beklenen yararı sağlamadığı gösterildi. Bu durum kalp – damar sağlığında da benzer şekilde bulunmuştur.
İnsülin direnci olan veya şeker hastalığı başlangıcı olan kişilerde kilo verme hedefi ile egzersiz ve diyet yapılması önemlidir. Bazı insanlar kilo vermede gerekli kalori kısıtlamasını başaramayabilirler. Haftada 18.5 km (haftada beş gün, günde 4 km yürüyüş gibi) tempolu yürüyüş yapılması ile altın standart olan diyet ve egzersiz tarafından başarılanın % 80’ ine ulaşabilmektedir.
Diyete cesaret edemeyen kişilerin azimlerinin kırılıp boş vermişliğe girmeleri yerine günlere bölünmüş şekilde haftada 18.5 km tempolu yürüyüş ile yaşamlarında bir çok olumsuz faktörü olumluya çevirebilirler. Belediyelerin insanların rahatça yürüyebileceği, temiz hava alabilecekleri şehir ormanlarını ulaşılabilir bölgelerde oluşturmaları geleceğimizin daha sağlıklı olmasının da temellerinden birisidir.
Tip 2 şeker hastalığı beslenme, egzersiz, kilo kontrolü ile tedavi edilebilir bir hastalık olup doğanın da yardımıyla ilaçsız bir yaşam elde edilebilir.
Kaynak
