• Ev, işyeri ve kapalı mekanlarda dumansız hava sahası yaratın, bunu destekleyin • Sigara içmeyin, hiçbir tütün mamülünü kullanmayın • Beslenmeye dikkat edip sağlıklı kiloyu koruyun
Günümüzde modern hayatın getirdiği işlenmiş gıdalar ile içeceklere daha kolay erişim ve ucuzlaşması, hareketsiz hayat, alkol ve sigara tüketimi gibi alışkanlıkların tüketiminin yaygınlaşması, depresyon ve stresin artması, şişmanlık ve şeker hastalığının salgınlaşması, çevresel kirlilik, gıdalarda kimyasal kalıntıların artması gibi nedenlere bağlı olarak kanser görülme sıklığında giderek artış olmaktadır. Kansere bağlı ölümlerin, kalp-damar sağlığına bağlı ölümleri geçerek ilk sıraya geçmesi beklenmektedir.
Tipik Batı beslenme tarzına benzer şekilde şeker ile beslenen farelerde, şeker içermeyen nişasta bazlı beslenen fareler ile karşılaştırıldığında daha fazla kanser büyümesi ve metastaz yapma oranı görülmüştür. Yeni bir çalışma şekerin kanseri nasıl beslediğinin mekanizmalarını göstermiştir.
Dünyada 40 yaşın altında mide kanseri nadir iken ülkemizde ben ve diğer onkologların dikkatini çekecek şekilde çok sayıda genç hasta bulunmaktadır. İzlediğim mide kanseri hastalarının yarısı 40 yaş altındaki hastalardan oluşmaktadır. Bunu yıllarca ülkemizde yağ sıkıntısına bağlı kızartma yağlarının biriktirilip defalarca kullanılması, fast food alışkanlığının artması, mangal – döner gibi yanık gıda tüketiminin artması, sigara tüketiminin yaygınlaşması ve asidik içeceklerin yaygın tüketilmesinin ortak etkilerine bağlamaktayız.
Kararsız çekirdek içeren elementlere radyoaktif (radyasyon yayan) madde denir. Radyoaktif maddeler gama ışınlarıyla beraber sıklıkla alfa ve beta parçacıkları yayarlar. Radyoaktif maddelerden salınan enerji elektronlara çarparak, onları atom çekirdeği etrafındaki yörüngelerinden çıkarır. Bu sürece iyonize edici radyasyon ismi verilir. İyonize radyasyon, hücrelerin genetik şifresi DNA’ ya hasar vererek yapıları değiştirir, canlı dokularda bu hasara bağlı değişiklikler ve bozulmalar olur.
Kanser gelişimi oldukça karmaşık ve dinamik bir süreç olup kişinin aileden gelen genler, beslenme tarzı, alışkanlıkları, hareketsiz kalma, çevresel zararlı kimyasallar, enfeksiyonlar, radyasyon, stres – depresyon gibi duygu durumu bozuklukları bu süreci doğrudan etkilemektedir. Bu da her kişide aynı kanser türünün farklı şekillerde seyretmesine neden olmaktadır.
Kanser hücreleri, çevresinde bulunan normal sağlıklı fibroblast isimli bağ dokusu hücrelerinin işlevlerini, serbest radikaller denen zararlı maddeler salarak bozar. Serbest radikaller gerek kanserin oluşumunda gerekse ilerlemesinde büyük rol oynar. Fibroblastların enerji merkezi olan mitokondri cisimcikleri hasar görür ve bu normal hücreler daha fazla laktat ve pirüvat gibi maddeler üretir. Kanser hücreleri de bunları alarak kendisine enerji için kullanır, daha saldırgan ve daha hızlı çoğalan tipe döner. Normal fibroblastlar üzerine olan bu hasar verici köleleştirme düzeni normal fibroblastlardan bir diğerine geçerek kanser hücresine yakıt sağlama işi ışınsal tarzda yayılır.
1980 yılına göre, 2005 yılında şeker hastalığı oranı 2 kat artış göstermiştir. Modern hayat, tembellik, beslenme, egzersiz yapmama ve şişmanlık bu artışın en önemli nedenidir. Tip 2 şeker hastalığının kendi sorunlarının olması yanı sıra kanser sıklığında artışa neden olur, kanser hastalarında da yaşam sürelerini olumsuz etkiler, hastalığın daha çabuk nüks etmesine ve yaşam sürelerinin daha kısa neden olur.
Bazen internette gezinirken karşımıza yalan yanlış bilgiler çıkmakta ve bazen yalanlar basit olduğu kadar çekici olduğu için popüler haber olmaktadır. Bunun sonucu olarak da hastalarımızdan da sık olarak sorular gelmektedir. Doktor olarak görevlerimizden birisi de halkı doğru kaynak ve bilgilerle aydınlatmaktır. Bunu biz yapmazsak yalana, ilk söyleyen sahibi bile inanır!
Öğünlerimizin büyük çoğunluğunu günde en az 5 porsiyon olacak şekilde bitkisel gıdalara ayırmamız gereklidir. Özellikle hayvansal kaynaklılar olmak üzere yağlı gıdalardan uzak durmamız gereklidir. Alkol alımının azaltılması ve düzenli egzersiz yapılması gereklidir. Özellikle yağdan zengin beslenme kalp ve damar hastalığı dışında birçok kansere neden olabilmektedir.