Prof. Dr. u0735668_canfeza Sezgin,
İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı
Günümüzde kanser tanısı konduktan sonra insanlar ilk olarak alternatif tedaviler hakkında bilgi toplamaya başlar. Bunun nedeni kanser kelimesine çaresizlik ve tedavinin mümkün olmadığı anlamlarının yüklenmesidir. Hasta ve hasta yakınları tedavi seçenekleri ile ilgili olarak takip eden doktorları ile konuşurlar ve merak ettikleri sorulara cevap alabilirlerse yanlış yönlenmelerin önüne geçerek tedavinin başarı şansı arttırılabilir.
Kanserin alternatif tedavisi bulunmamaktadır. Bilimsel tıp uygulamaları içinde etkinliği ve yararı gösterilmiş geleneksel uygulamalar ‘Tamamlayıcı Tıp’ olarak uygulanmaktadır. Doktor, hasta ve hasta yakınlarının akciğer kanseri tedavisinde yararlı olabilecek geleneksel tedaviler hakkında bilgilerinin olması tedavinin daha rasyonel ve inançlı bir şekilde uygulanması sağlanabilir. Aşağıda akciğer kanserinin tedavisinde uygulanabilecek tamamlayıcı tedaviler hakkında bilgi verilmektedir.
Yoga: Derin nefes alma ve meditasyon ile dikkatli yapılan germe egzersizinin birleşiminden oluşan geleneksel tedavi yöntemidir. Yoga daha iyi uyumayı sağlayarak kanser hastalarının yaşam kalitesini arttırabilir. Yoganın kanser hastalarında yararı ile ilgili olarak yapılan çalışmaların derlenmesinde stres ile endişenin azaltıldığı, yaşam kalitesinin daha iyi olduğu gösterilmiştir (1). Yeni yapılan ve ileri evre akciğer kanseri olan hastaların da dahil edildiği bir araştırmada Yoga gibi manevi yaklaşımları içeren nöroimmunoterapötik stratejilerin hastaların yaşam süreleri ve yaşam kaliteleri üzerine olumlu katkısı olabileceği gösterilmiştir (2). Çalışmaların kaliteleri ile ilgili sorunlar bulunmakta olup büyük randomize çalışmalar bu konuda daha net yorum yapmayı sağlayabilir. İleri evre hastalarda yoganın daha az hareket gerektiren ve solunum ile kalp atım hızı üzerine odaklanan meditasyonu birleştiren alt tipleri (Kriya Yoga gibi) daha uygundur.
Meditasyon: Sessiz bir ortamda bir fikir, görüntü veya sese odaklanarak kendi benliğinizi verdiğiniz zaman sürecidir. Bazı çalışmalar meditasyon ile yaşam kalitesinde artış elde edildiğini göstermiştir (3). Meditasyonu kişi kendi kendine veya topluluk içinde eğitmenler aracılığı ile yapabilir.
Masaj: Bu yöntem vücudun işlevlerinin düzenlenmesi için terapistin elleri yardımı ile cilt ve kas gibi yumuşak dokulara doğrudan fiziksel müdahale yapmasıdır. Terapistler özel bölgeleri değerlendirir ve hastanın durumuna göre uygun masaj yaklaşımını seçerler. Masaj tedavisi ile kas gerginliğinin azaltılması, ağrının azaltılması, bağışıklık sisteminin ve nöroendokrin sisteminde iyileşme, gevşeme ile birlikte vücudun oksijen ihtiyacının azalarak metabolizma üzerine olan baskı azalması, rahatlamaya bağlı olarak alfa beyin dalgalarının sıklığı ve yoğunluğunda artma, kan laktat seviyesinin azalması, özellikle tansiyon yüksekliği olanlarda tansiyonun düşmesi, kalp hızının ve solunumun yavaşlaması, kas gerginliğinin azalması, bacak ve kollara kan akımının artması, endişenin azalması, pozitif yönde zihinsel etkileşim ve uyku kalitesinde düzelme sağlanabilmektedir (4). Yara yerleri üzerine ve tümör bölgelerine masaj yapılmamalıdır. Yapılan masaj sert olmamalı kişide incinmeye neden olmamalıdır.
Hipnoz: Süjede telkine yatkınlık oluşturan değiştirilmiş algının geçici durumu olup çeşitli olguların kendiliğinden veya sözel ve diğer uyaranlara yanıt olarak başkası tarafından süjede oluşturulan bir tür uyku-uyanıklık arası haldir. Bahsedilen olgular telkine yatkınlık, bilinç ve bellekte değişiklikler, kaslarda sertleşme, felç hissetme ve anestezi gibi çeşitli olayları kapsamaktadır. Günümüzde hipnoz tedavisi korku ve endişenin giderilmesinde, gevşemenin sağlanmasında, diş tedavilerinde, yanık tedavilerinde, sigara bırakmada, süreğen ağrılarda, kan basıncının düşürülmesinde, kanama kontrolünde, şişmanlık tedavisinde, alkolizm, gece idrar kaçırmalarının tedavisinde başarılı olarak kullanılmaktadır. Kanser hastalarında hipnoz ile bulantı-kusma yakınmaları azaltılabilmekte, ağrılarda azalma sağlanabilmekte ve cerrahi girişim ile tanısal girişimler öncesi duyulan endişe ile korku azaltılabilmektedir (5, 6). Kanser hastalarında hipnoz yukarda sayılan yakınmaların giderilmesinde yardımcı olarak kullanılabilecek bilimsel olarak etkinliği gösterilmiş olan yöntemlerden birisidir. Bu işin uzmanı doktorlar tarafından yapıldığında emniyetli ve yan etkileri yok denecek kadar azdır.
Akupunktur: Tamamlayıcı tedavi yöntemleri arasında en çok bilimsel kanıta sahip olan akupunkturdur. Çin’de geleneksel tedavinin temellerinden olup yaklaşık 5000 yıldır kullanılmaktadır. Geleneksel Çin Tıbbı’nda deri üzerinde özel noktalara iğneler batırılarak uygulanmaktadır. Buna ek olarak medikal akupunktur, Japon akupunkturu, Fransız kulak akupunkturu, tetikleyici nokta akupunkturu ve akupunktur noktalarının TENS ile uyarılması gibi çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Çin Tıbbı’nda akupunktur sertifikası alınabilmesi için 3–4 yıllık eğitimden sonra sertifika verilmektedir. Ülkemizde akupunktur sertifikası hekimlik diplomasına sahip olanlara yaklaşık olarak 1 yıllık eğitim sonrasında verilmektedir. Onbinlerce hasta üzerinde uygulanmış, güvenilirliği ve yan etkisinin düşük olduğu gösterilmiş; antikoagülan alan hastalarda bile güvenli olarak kullanılabildiği gösterilmiştir. Yan etki olarak uygulama sahasında hafif şiddette rahatsızlık hissi ve hafif kanama ile oldukça iyi tolere edilmektedir. Çalışmalarda akupunkturun kemoterapiye bağlı bulantı ve kusmanın azaltılmasında yararı olduğu gösterilmiştir (7). Bu nedenle kemoterapi ile ilişkili yan etkilerin azaltılmasında akupunktur kullanılması desteklenmektedir. Ayrıca akupunkturun kansere bağlı ağrı, radyoterapiye bağlı ağız kuruluğu, kemoterapi sonrası yorgunluk, uykusuzluk, depresyon ve endişenin giderilmesinde yararı olduğu bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir (8, 9). Bu çalışmaların az sayıda olması, bazılarının kalite sorunu olması nedeni ile eleştirildiği de unutulmamalıdır. Fakat uygun eğitimi almış hekimler tarafından, yukarıda bahsedilen hastalıklarda veya yakınmalarda akupunkturun emniyetli ve yararlı bir şekilde kullanılabileceği genel kabul görmektedir.
Özellikle Çin’de akupunkturun bilimsel tedavi edici etkinliği son yıllarda yoğun olarak araştırılmaktadır. ABD’ nde Ulusal Sağlık Enstitüsü de akupunkturun etkili olduğu hastalıklarla ilgili araştırmaları desteklemiş ve kullanılabileceği hastalıkların belirlenmesini hedeflemiştir. Bu çalışmalar sonucunda bilimsel olarak akupunkturun uygulanmasının önerildiği durumlar şöyle sıralanmıştır:
Müzik tedavisi: Hastalıkların müzik ile tedavisinin yapılmaya çalışılması eski Yunan uygarlığına kadar dayanmaktadır. Günümüzde modern müzik tedavisi yaklaşımları ilk olarak 20. yüzyılın başlarında savaş veya travma nedeni ile yaralanmış askerlerin tedavisinde müziğin kullanılması ve yaralıların buna olumlu yanıt verdiğinin gözlenmesi ile başlamıştır. Müzik, sağlıklı veya hastalıklı insanlarda duygusal, zihinsel, sosyal ve fiziksel iyi hissetme ve yaşam kalitesinin arttırılması için kullanılmaktadır. Müzik tedavisi bir müzik aletinin çalınması veya dinlenmesi ile yapılabilmektedir. Müzik tedavisi bir profesyonel terapist yardımı ile veya hastanın kendi başına yapılabilmektedir. Müzik terapistleri kişinin ihtiyacına göre uygun müzik çeşidini seçmekte ve program yapmaktadırlar. Bazen tedavi grupları oluşturularak ortak müzik tedavisi seansları da düzenlenmektedir. Çeşitli müzik tipleri insanlarda farklı tepkilere neden olabilmektedir. Örneğin klasik müzik insanlarda rahatlama ve gevşeme sağlarken rock müziği uyarıcı özellik göstermektedir. Müzik tedavisi özellikle ağrı tedavisinde ağrı eşiğinin arttırılması ile yararlı olabilmektedir. Müzik tedavisi genel olarak hastanelerde, okullarda, ilaç ve madde bağımlılığı kliniklerinde, hospislerde, zihinsel geriliği olanların rehabilitasyonunda ve daha birçok özel iş sahasında kullanılmaktadır.
Müzik tedavisi endişe ve stres tedavisinde gevşeme için, duygu durumunun iyileştirilmesinde ve şizofrenide yararlı olduğu bulunmuştur. Kistik fibrozis, otizm, bunama, depresyon, bebek gelişim merkezleri, zihinsel performans, bulantı, kusma, ağrı, Parkinson hastalığı, gevşeme, uyku kalitesinin iyileştirilmesi için kullanıldığında da tıbbi tedaviye ek yararının olduğu gösterilmiştir.
Kanser tedavisinde ağrı, yorgunluk, endişe, bulantı ve kusmanın azaltılmasında yardımcı ve yan etkisi olmayan bir yöntem olarak yararlı olabilmektedir (10, 11). Kemik iliği nakli olan hastalarda yaşam kalitesini arttırdığı, son dönem kanser hastalarında ve radyoterapi alan hastalarda gevşeme sağlayarak yararlı olduğu gösterilmiştir. Ayrıca nefes darlığı yakınmalarının giderilmesinde de yararlı olabilmektedir (12, 13).
Nütrisyonel destekler ve botanik gıda takviyeleri: Günümüzün en popüler bilimsel araştırma sahalarından birisi de kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi, kemoterapi, tümör aşıları veya antikorların etkinliğinin doğal ürünlerle (çoğunluğu botanik kökenli) arttırılmasıdır. Böyle bir yaklaşım daha ucuz ve daha az yan etkilere sahip daha etkin tedavilerin uygulanmasını sağlayabileceği ileri sürülmektedir.
Yapılan çalışmaların çoğu preklinik araştırmalar olup bir çok doğal ürünün kanser hücrelerini öldürdüğü gösterilmiştir. Fakat başlangıç araştırmalarında etkili bulunan moleküllerin insan çalışmalarında etkisiz olabildiğini unutmamalıdır. Ayrıca doğal ürünlerin yan etkileri, birlikte kullanılan ilaçların etkinliğini bozabilmesi veya yan etkilerini arttırması gibi sorunlar bulunmaktadır. Ayrıca dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalitesiz ve merdiven altı tabir edilen üretimlerle satışı sunulan ve her derde deva olarak pazarlanan çok sayıda ürün olduğu unutulmamalıdır.
Bilimsel kanıtlar çok güçlü olmamakla birlikte literatürde giderek artan sayıda nütrisyonel ve botanik kökenli gıda desteklerinin destek yaklaşımlarında yararı ile ilişkili çalışmalar yayımlanmaktadır. Bununla birlikte hastaların kendi başlarına destek ürünü kullanması ilaçların etkisini bozabilir veya yan etkilere neden olabilir.
Kaynaklar