Akciğer kanserlerinin çoğunluğu, genellikle hastalık ilerlemeden önce belirti vermemelerine rağmen, bazı hastalarda erken dönemde belirti veya bulgulara rastlanabilir. Bu belirtilere önem verilmesi ile bazı hastalarda erken dönemde teşhis ve tedavi mümkün olabilmektedir.
Özellikle yoğun sigara içenlerde ve 30 paket yılı sigara tüketimi olanlarda yılda bir defa düşük dozlu akciğer tomografisi tarama olarak yapılmalıdır. Akciğer kanseri, yakın bölgelerdeki lenf düğümlerine veya başka organlara yayılmadan önce nadiren belirti vermektedirler. Bu nedenle hastaların sadece % 15 kadarına erken dönemde tanı konabilmektedir. Lenf düğümlerine yayılmamış akciğer kanserlerinin 5 yıllık yaşam oranı % 50 civarındadır. Bütün akciğer kanserleri göz önüne alındığında 5 yıllık yaşam oranı % 14’tür.
Sigara kullanılması veya pasif içicilik; akciğer, ağız boşluğu, farenks, pankreas, karaciğer, böbrek, idrar yolları, mesane, rahim ağzı ve myeloid lösemi gibi kanserlerin görülme riskini arttırmaktadır.
YEŞİL ÇAY meme, akciğer, ağız, yemek borusu, mide ve karaciğer kanseri gelişme riskini azaltmaktadır (Yuan JM, Pharmacol Res 2011; 23. Yuan JM, Mol Nutr Food Res 2011;55:886-904). Faz II çalışmalarda prostatta bulunan anormal lezyonların kansere dönüşmesini engellediği de gösterilmiştir.
Büyük bir araştırmada sabah kalktıktan sonra ilk 30 dakika içinde sigara içenlerde, daha geç içenlere göre akciğer kanseri ve baş/boyun kanseri riskinin sırasıyla % 79 ve 60, ilk 31-60 dakika içinde sigara içenlerde akciğer ve baş/boyun kanseri riskinin sırasıyla % 30 ve 42 daha fazla olduğu saptanmıştır.
Mentollü sigara içenlerin, mentollü olmayan sigara içenlere göre sigarayı bırakmalarının daha zor olduğu saptanmıştır.