Yumurtalık kanseri erken tanınabilir mi ?
Yumurtalıklar (overler) kasık bölgesinde iç tarafta yerleşmeleri nedeni ile erken dönemde tanı konulması zordur.
Bununla birlikte hastaların % 25’ inde erken evrelerde tanı konabilmektedir.
Erken tanı, tedavi ile başarılı sonuç alma şansını arttırmaktadır.
Belli bir bölgede sınırlı yumurtalık kanserli hastaların % 90’ ı tanıdan itibaren 5 yıldan fazla yaşama şansı bulunur.
Serviks kanserinin tarama testi olan Pap testinin yumurtalık kanserinin erken teşhisinde yararı yoktur.
Yumurtalık tümörleri küçük boyutta iken, muayene ile saptanması oldukça zordur. Ayrıca, yumurtalık kanserleri, erken dönemde çok nadiren belirti verirler.
Risk faktörü bulunan ve hiç belirti olmayan kadınlarda tarama amacıyla yapılabilecek ve kesin sonuç sağlayacak bir test günümüzde bulunmamaktadır.
Rutin jinekolojik muayene: Bir kadın 18 yaşına geldiğinde veya seksüel yaşantısı başladıktan sonra yıllık olarak jinekolojik muayene olması ve tetkiklere girmesi önerilmektedir. Böylelikle kadın üreme sistemine dahil organlardaki bozuklukların daha erken dönemde yakalanma şansı artmaktadır.
Günümüzde yumurtalık kanseri riski yüksek olmayan kadınlarda yumurtalık kanserinin taraması için önerilen kan testi veya görüntüleme yöntemi yoktur. Akrabalarında yumurtalık kanseri olan ve yumurtalık kanseri olma riski yüksek olan kadınlarda, transvajinal ultrasonografi (vajina içine yerleştirilen küçük bir aletle yapılan ultrasonografi yöntemi) ve kan testleri ile taranabilir. Transvajinal sonografi, yumurtalıklardaki kitlesel oluşumları iyi ya da kötü huylu olarak tip tayini yapmaksızın görüntüler.
Yumurtalık kanseri ile ilgili kan testleri arasında CA-125 düzey ölçümü bulunur. Yumurtalık kanseri olan kadınlarda bu proteinin kandaki düzeyi yükselir. Enfeksiyon, basit kist gibi bazı kanser olmayan yumurtalık hastalıklarında da CA-125’ in kanda yükselebileceği unutulmamalıdır.
Ayrıca bazı yumurtalık kanserlerinde CA-125 yükselmeyebilir. Bu test yüksek bulunduğunda, ileri tetkikler yapılarak (görüntüleme yöntemleri), karın boşluğu içinde sıvı tespit edilirse bu sıvıdan örnek alınıp incelenerek veya doğrudan yumurtalıklardan parça örneği alınarak bir kanserin var olup olmadığı araştırılmalıdır. Kadınlarda kanda CA-125 testi ve transvajinal ultrasonografi yumurtalık kanserinin kesin teşhisi için tam olarak yeterli değildir. Kesin tanı için patolojik inceleme gereklidir.
CA-125 testi, yumurtalık kanseri nedeniyle ameliyat geçirmiş ve yumurtalıkları alınmış olan kadınların takibinde çok yardımcıdır. Bu hastalarda periyodik olarak CA-125 düzeyi ölçülerek uygulanan tedaviye cevap ve tedavi kesildikten sonra gelişebilecek nüksler takip edilir. CA-125 düzeylerinin takiplerde yükselmesi kanser nüksünün önemli bir göstergesidir.
Transvajinal sonografi ve CA-125 testleri kesin güvenilir olmamakla birlikte, ailesinde yumurtalık kanseri olan yüksek riskli kadınlarda yapılması önerilir.
Yumurtalık kanseri riskini arttıran durumlar nelerdir?
Menapozdan sonra hormon replasman tedavisi,
Aile hikayesinin olması (ailede iki veya üç kişide yumurtalık kanseri varsa risk %7, anne veya kızkardeşte yumurtalık kanseri varsa risk %5’ dir),
Yağdan zengin beslenme,
Perine bölgesine talk pudra uygulanması,
Serum selenyum düzeyinin düşük olması.
Yumurtalık kanseri riskini azaltan durumlar nelerdir?
Doğum kontrol ilaç kullanımı,
Çocuk doğurma ve emzirme,
Rahmin alınması,
Tüplerin bağlanması,
Koruyucu olarak yumurtalıkların alınması,
Yağlı beslenmeden kaçınma,
Fertilizan ilaç kullanımından kaçınma.
Yumurtalık kanseri tanısı nasıl konmaktadır?
Kasık bölgesindeki bir kitlenin kesin olarak kanser olup olmadığını ayırd eden tek yöntem biyopsidir. Biyopsi, şüpheli kitle veya oluşumdan çeşitli yöntemlerle alınan değişken büyüklükteki doku parçasıdır. Alınan biyopsi mikroskop altında incelenir. Karın içinde sıvı biriken hastalarda (asit sıvısı), bu sıvıdan örnek alınarak kanser hücreleri gösterilebilir.
Biyopsi genellikle ameliyat ile alınır. Hastalığın yaygınlığına göre yapılacak olan işlem laparotomi (karın cildi kesilerek yapılan ameliyat türü) ya da laparoskopi (karında açılan küçük bir delikten ışıklı bir aletle girilerek yapılan ameliyat) olarak seçilebilir.
Yumurtalık kanserinde cerrahi tedavinin amacı tanı ve evreleme için doku örneklerinin alınması ve kanserli dokuların çıkarılmasıdır. Bir diğer tanı yöntemi, ince bir iğne ile ultrason ya da bilgisayarlı tomografi eşliğinde girilerek parça alınması yöntemidir. Bu yöntem hastalığı çok ilerlemiş olması nedeniyle ya da başka bir hastalık nedeniyle ameliyata alınamayan hastalarda tanı konması için iyi bir alternatiftir.
Yumurtalık kanserinin belirtileri nelerdir?
Kasıklarda ağrı olması,
Kasıklarda basınç hissine bağlı sürekli idrar yapma veya dışkılama hissinin olması,
Kitle veya karın içinde sıvı toplanmasına bağlı karında şişlik yakınmasının olması,
Gaz, iştahsızlık, uzun süren karın ağrısı veya hazımsızlık gibi sindirim sistemi problemlerinin olması,
Anormal vajinal kanama olması
Yumurtalık kanserinin tanısında kullanılan görüntüleme yöntemleri nelerdir?
Bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) ve ultrason kasıklarda bir kitle olup olmadığını belirleyen görüntüleme yöntemleridir. Ancak bu yöntemler kitlenin kesin olarak kötü veya iyi huylu olup olmadığını ayırd edemezler.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): bir x ışınının insan vücudu etrafında dönerek çeşitli açılardan görüntüleme yapan bir görüntüleme yöntemidir. Alınan görüntüler daha sonra bir bilgisayar tarafından birleştirilerek vücudumuzun içinin detaylı bir görüntüsünü oluştururlar. Film çekilirken ayrıntılar, bir çeşit boya olarak düşünülebilecek bir kontrast madde kullanılarak daha detaylı olarak görüntülenir.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI): manyetik alan ve bilgisayar kullanılarak vücudumuzun içinin detaylı resimlerini verir. Bu yöntemde x ışınları kullanılmaz.
Ultrasonografi: Prob adı verilen bir aletten salınan ses dalgalarının yumurtalıklar veya diğer organlardan yankılanmaları ile elde edilen görüntülerin bilgisayar yardımı ile ekrandan yansıtılması ile yapılmaktadır. Kitlesel oluşumların yapısının katı veya içi sıvı dolu kistik bir yapıda olup olmadığını ayırd eder. En sık kullanılan görüntüleme yöntemidir.
Renkli doppler akımı: Bu yöntem yumurtalıkların damarlarla kanlanmasını gösterir. Yumurtalık kanserlerinde genellikle yumurtalıklara olan kan akımı artar. Ancak bazı iyi huylu hastalıklarda da yumurtalıklardaki kan akımı artabilir.
Dokudan parça alınması (Biyopsi): Kasık bölgesindeki bir kitlenin kesin olarak kanser olup olmadığını ayırd eden tek yöntem biyopsidir. Alınan biyopsi mikroskop altında incelenir. Karın içinde sıvı biriken hastalarda (asit sıvısı), bu sıvıdan örnek alınarak kanser hücreleri gösterilebilir. Biyopsi genellikle ameliyat ile alınır. Hastalığın yaygınlığına göre yapılacak olan işlem laparotomi (karın cildi kesilerek yapılan ameliyat türü) ya da laparoskopi (karında açılan küçük bir delikten ışıklı bir aletle girilerek yapılan ameliyat) olarak seçilebilir.
Yumurtalık kanserinde cerrahi tedavinin amacı tanı ve evreleme için doku örneklerinin alınması ve kanserli dokuların çıkarılmasıdır. Bir diğer yanı yöntemi, ince bir iğne ile ultrason ya da bilgisayarlı tomografi eşliğinde girilerek parça alınması yöntemidir. Bu yöntem hastalığı çok ilerlemiş olması nedeniyle ya da başka bir hastalık nedeniyle ameliyata alınamayan hastalarda tanı konması için iyi bir alternatiftir.