AKCİĞER KANSERİ
Akciğer kanseri, yakın bölgelerdeki lenf düğümlerine veya başka organlara yayılmadan önce nadiren belirti vermektedirler. Bu nedenle hastaların sadece % 15 kadarına erken dönemde tanı konabilmektedir. Lenf düğümlerine yayılmamış akciğer kanserlerinin 5 yıllık yaşam oranı % 50 civarındadır. Ne yazık ki pek çok hastada tanı anında akciğer kanseri yayılmış durumdadır. Bütün akciğer kanserleri göz önüne alındığında 5 yıllık yaşam oranı % 14’tür.
Akciğer Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
MEME KANSERİ
Meme kanseri, cilt kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser tipidir. Bütün kadın kanserlerinin %32’ sini oluşturmaktadır. Kanser ölümlerinde, akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır. Meme kanseri çok daha az olmakla birlikte erkeklerde de görülmektedir. Meme kanseri ne bağlı ölüm oranları, 1992’ den 1996’ ya belirgin azalma göstermiştir. Bu azalma daha çok genç beyaz ve zenci kadınlarda görülmüştür. Bu da tanının daha erken konmasına ve daha etkili tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesine bağlanmaktadır.
Meme Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
YUMURTALIK KANSERİ
Kasık bölgesindeki bir kitlenin kesin olarak Yumurtalık Kanseri olup olmadığını ayırd eden tek yöntem biyopsidir. Biyopsi, şüpheli kitle veya oluşumdan çeşitli yöntemlerle alınan değişken büyüklükteki doku parçasıdır. Alınan biyopsi mikroskop altında incelenir. Karın içinde sıvı biriken hastalarda (asit sıvısı), bu sıvıdan örnek alınarak kanser hücreleri gösterilebilir. Biyopsi genellikle ameliyat ile alınır. Hastalığın yaygınlığına göre yapılacak olan işlem laparotomi (karın cildi kesilerek yapılan ameliyat türü) ya da laparoskopi (karında açılan küçük bir delikten ışıklı bir aletle girilerek yapılan ameliyat) olarak seçilebilir. Yumurtalık kanserinde cerrahi tedavinin amacı tanı ve evreleme için doku örneklerinin alınması ve kanserli dokuların çıkarılmasıdır. Bir diğer tanı yöntemi, ince bir iğne ile ultrason ya da bilgisayarlı tomografi eşliğinde girilerek parça alınması yöntemidir. Bu yöntem hastalığı çok ilerlemiş olması nedeniyle ya da başka bir hastalık nedeniyle ameliyata alınamayan hastalarda tanı konması için iyi bir alternatiftir.
Yumurtalık Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
Yumurtalık Kanseri
DERİ KANSERİ
Bütün dünyada deri kanseri en sık görülen kanser tipi olup, kanser nedeniyle meydana gelen ölümlerin % 2’sini oluşturur. Başlıca üç tip deri kanseri bulunur. Bunlar, skuamöz hücreli karsinom (Melanoma olmayan deri kanseri de denir), bazal hücreli karsinom ve melanomadır.
Bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinom deri kanseri nin en sık görülen iki tipidir. Genellikle iyi seyreden, kanserler içinde en yüz güldürücü sonuçların alındığı kanser tipleridir.
Deri Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
Deri Kanseri
PROSTAT KANSERİ
PSA isimi verilen kan tetkikinin günümüzde daha yaygın kullanılması ile birlikte, hastalık yayılmadan önce tanı konabilmektedir. Kanda bakılan ve prostat spesifik antijen adı verilen test veya makattan muayene ile erken yakalanan prostat kanserleri genel olarak belirti verdikten sonra teşhis koyulan kanserlere kıyasla daha küçük olup, yayılım göstermezler.
Prostat Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
Prostat Kanseri
KALINBAĞIRSAK KANSERİ
Kalınbağırsak kanseri, erkeklerde prostat ve akciğerden, kadınlarda da meme ve akciğerden sonra üçüncü sıklıkta görülen kanserleri oluşturmaktadır. Bütün kanselerin yaklaşık olarak % 15’ ini oluşturmaktadır. ABD’ nde, kanser ölümlerinin ikinci en sık nedenidir. 1973 ve 1995 yılları arasında, kalınbarsak kanserine bağlı ölüm oranı % 20 azalırken görülme sıklığı da yaklaşık olarak % 7 azalmıştır. Bu azalma da meyve ve sebze tüketimindeki artış ile NSAİİ’ ların kullanılmasındaki artışa bağlanmaktadır. 5 yıllık sağkalım oranı, tüm hastalar ele alındığında yaklaşık % 62’ dir. Kalınbarsak kanseri riski yaşla birlikte artmaktadır.
Kalınbağırsak Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
SERVİKS KANSERİ
Serviks kanseri nin ilk başlangıç evrelerinde genellikle belirti ve bulgu görülmez.
Çoğunlukla serviks kanseri yayıldıktan sonra belirti ve bulgular ortaya çıkmaktadır.
Aylık adet kanamaları dışında vajinadan anormal akıntı gelmesi serviks kanserinin bir işareti olabilir.
Cinsel ilişki sonrası kanama olması sık görülen bir belirti olup yine cinsel ilişki sırasında ağrı olması da serviks kanseri belirtisi olabilir.
Ancak bütün bu belirtiler serviks kanseri dışında diğer hastalıklara bağlı da gelişebileceği unutulmamalıdır. Örneğin iltihabi bir hastalık da ağrı yada kanamaya sebep olabilir. Bu nedenle bu belirtiler olduğu zaman mutlaka bir hekimle görüşülmesinde yarar vardır. Belirtilerin olmasını beklemeden düzenli olarak pap testi ve pelvik muayene yaptırmak daha akılcı bir yoldur.
Serviks Kanseri hakkında ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız.
Serviks Kanseri