AKCİĞER KANSER TARAMASI KİMLERE YAPILIR?
AKCİĞER KANSER AŞISI NEDİR? KİMLERE YAPILIR?
AKCİĞER KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN NASIL BESLENMELİYİZ?
AKCİĞER KANSERİNİ TETİKLEYEN NEDENLER NELERDİR?
Kanser tedavisi aşıları, virüslere karşı etki gösteren aşılardan farklıdır. Bu aşılar, immün sistemin vücuttaki kanser hücrelerine saldırıda bulunmasını sağlamaya çalışır. Bu aşılarda amaç bir hastalığı önlemek değil, immün sistemin mevcut bir hastalığa saldırmasını sağlamaktır.
Hastanın sorgulanması; hekimin, hastanın sağlığı ile ilişkili sorular sorarak risk faktörlerinin ve hastalık belirtilerinin var olup olmadığını ortaya çıkarmasıdır. Fizik muayenede ise hekim hastayı muayene ederek akciğer kanserlerinin somut belirtileri ve diğer sağlık problemleri ile ilişkili bilgi edinmeye çalışır.
Akciğer kanserlerinin çoğunluğu, genellikle hastalık ilerlemeden önce belirti vermemelerine rağmen, bazı hastalarda erken dönemde belirti veya bulgulara rastlanabilir. Bu belirtilere önem verilmesi ile bazı hastalarda erken dönemde teşhis ve tedavi mümkün olabilmektedir.
Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) saldırgan kanserlerin başında gelmektedir. İlk seçenek tedavisinde platin – etoposid veya irinotekan – platin gibi ilaçlar kullanılmaktadır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) metastaz yapma riski yüksek hastalıklardan olup beyin metastazına neden olması nedeni ile de ayrı bir öneme sahiptir. ALK mutasyonu olan ileri evre KHDAK’ nin tedavisinde crizotinib ilacı büyük başarı sağlamıştır.
İmmunoterapi basitçe bağışıklık sistemine hastalıklarla nasıl savaşılacağının öğretilmesini temel alan tedavidir. Son yıllarda kanser tedavisinde diğer tıbbi tedavilerin yetersiz kalması nedeni ile ön plana çıkan tedavi yaklaşımıdır.
Bağışıklık sisteminin daha önceden kanser tedavisindeki rolü küçümsenirken son gelişmeler çığır açısı nitelikte. Bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini görmesini sağlamada, kanser ile nasıl savaşacağını onlara öğretmede faydalı olan immunoterapi ilaçlarının sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Özellikle yoğun sigara içenlerde ve 30 paket yılı sigara tüketimi olanlarda yılda bir defa düşük dozlu akciğer tomografisi tarama olarak yapılmalıdır. Akciğer kanseri, yakın bölgelerdeki lenf düğümlerine veya başka organlara yayılmadan önce nadiren belirti vermektedirler. Bu nedenle hastaların sadece % 15 kadarına erken dönemde tanı konabilmektedir. Lenf düğümlerine yayılmamış akciğer kanserlerinin 5 yıllık yaşam oranı % 50 civarındadır. Bütün akciğer kanserleri göz önüne alındığında 5 yıllık yaşam oranı % 14’tür.
Akciğer kanseri, yakın bölgelerdeki lenf düğümlerine veya başka organlara yayılmadan önce nadiren belirti vermektedirler. Bu nedenle hastaların sadece % 15 kadarına erken dönemde tanı konabilmektedir. Lenf düğümlerine yayılmamış akciğer kanserlerinin 5 yıllık yaşam oranı % 50 civarındadır. Ne yazık ki pek çok hastada tanı anında kanser yayılmış durumdadır. Bütün akciğer kanserleri göz önüne alındığında 5 yıllık yaşam oranı % 14’tür. Akciğer kanserlerinde erken tanı çoğu zaman tesadüfen, başka bir hastalık nedeniyle yapılan incelemeler sırasında konulmaktadır. Örneğin; kalp hastalığı, pnömoni (zatürre) veya bir diğer akciğer hastalığı nedeniyle yapılan akciğer grafisi, akciğer tomografisi, bronkoskopi (akciğerlerdeki bronş adı verilen hava yollarının kıvrılabilir, ışıklı bir tüp ile görüntülenmesi), balgamın sitolojik incelenmesi (balgamdaki hücrelerin mikroskop altında incelenmesi) sırasında teşhis koyulabilir.
2013 ASCO toplantısında bildirilen çalışmada yeni geliştirilen bir ilacın ileri evre akciğer hastaların yaşam süresini uzatması nedeni ile önümüzdeki yıllarda ruhsat alabileceği bildirildi. Akciğerin en sık görülen tiplerinden olan ileri evre (4. Evre, metastatik hastalık) adenokanserde ilk seçenek tedavilerde platin grubu ilaçlarla birlikte gemsitabin, paklitaksel, vinorelbin, pemetreksed gibi ilaçlar birlikte kullanılmaktadır. Bu tedaviye yanıt alınmadığı zaman ise ikinci seçenek tedavide dosetaksel ilacı tek başına kullanılmaktadır.